10.11.2013

Çok istiyorum seni...

Eskiden farklı şekilde tanıdığım biri bana ÇOK kelimesinin yerine göre cümleyi ne derece değiştirdiğini şu örneklerle öğretti.... "seni seviyorum" ve "seni çok seviyorum" cümlelerini kıyasla demişti. Burada anlatmak istemediğim şekillerde öğrendim bu farkı. Yatakta değil.
Yanişimdireklamınıyapmakistemediğimbirsitede...

Belki yaşımdan kaynaklanıyordur, hatta umarım yaşımdan kaynaklanıyordur ama nereye baksam seyyar tahttan fırlamış minicik ayaklar görüyorum.
Bazı arkadaşlarımla otururken birdenbire kalkıp "Uyandı!" diye koşmaya başlayabiliyorlar.
Biz pek bir ses duymadan üstelik.

Neyse
Ben SENİ Çok Özlüyorum Çocuk!...

Yıllarca insanlara baba olduğuma dair yalanlar söyledim ben. Yıllarca buna inandım da sanırım. Kafam hazır yani bu göreve.

Annenle müze ve hayvanat bahçesi dezerken ananın öfleyip pöflemesi bende sadece "kızın kızar kızım bu lafına" lafını getiriyor aklıma.

Gel

Biliyorum ciddi biri değilim ve hayatın sıfatlarını çoğunluk belirliyor. Para diye bir şey var diyorlar evet.
Var o ama elimizde olması için var değil. Bitmiş dondurmadır para. Hep en azından soğuktu dersin çünkü aradığın şeyi ilk anda verir dondurma.

Ama ben hep omzumda seni tanışayailmek için başım önde gezdim. Kafamın içindeki tilkiler ve gözlerimdeki halojenler seninle tanışmak için ÇOK hevesliler. Zaten senin için edinildiler. Bunu şimdi görüyorum ama durm budur.

özetle
Ben SENİ Çok Özlüyorum Çocuk!...
bir de ne zaman geleceğini bilsem...